
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yaklaşırken siyasi arenada en çok konuşulan konulardan biri de çevresinde yer alan bazı tartışmalı isimler oluyor. Bu isimlerin başında, kendini kamuoyuna “danışman”, “gazeteci” hatta zaman zaman “istihbarat bağlantılı” gibi göstermeye çalışan Aydın Akkurt geliyor.
Siyasi tecrübeden uzak, basınla ilişkileri yıpratıcı, kamuoyunu yanıltan projelerle ortalığı karıştıran, hayali senaryolarla halkı kandıran Akkurt’un, Cumhurbaşkanlığı makamında halen etkili bir figür olarak varlık göstermesi, toplumsal güveni zedeleyen ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.
Mahkeme Artık Dur Dedi
Aydın Akkurt hakkında çıkan yargı haberleri, bu ismin artık sadece medya figürü değil, ciddi bir hukuk sürecinin de öznesi olduğunu ortaya koyuyor. Kıbrıs Manşet’te yayımlanan “Aydın Akkurt Her An Tutuklanabilir” başlıklı haberde, Akkurt’un bir dizi ağır suçtan yargılandığı, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “tehdit”, “şantaj”, “sahte belge ve içerik üretimi” gibi iddialarla mahkemelik olduğu açıkça ifade ediliyor.
Bir başka haberde, “Mahkemeden Akkurt’a Emir”, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin Akkurt’a yönelik ciddi kısıtlama ve durdurma kararları aldığı bildiriliyor. Bu gelişmeler, kamuoyunda “dokunulmaz” algısı oluşturmaya çalışan Akkurt için gerçek bir kırılma noktası oldu.
Algıyla Değil, Liyakatle Yönetim Olur
“Hikaye Yazmayı Bırak, Cevap Ver Akkurt” başlıklı eleştirel analizde, Akkurt’un yıllarca sahte bir güç ve itibara dayalı algı yaratarak hem halkı hem de siyasileri nasıl manipüle ettiğine dair çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Dijital mecralardaki saldırgan ve yönlendirici yayınları, yalan haberleri, “gizli bilgi” adı altında servis ettiği senaryolarla kamuoyunu meşgul etmesi artık ciddi bir güvenlik ve etik sorunu halini almıştır.
Tatar’a Çağrı: Bu Yükten Kurtulmadan Seçim Yarışı Kazanılmaz
Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a çağrımız nettir: Etrafını saran bu güven yıkıcı yapılardan acilen arınmadıkça, halkın gözündeki meşruiyet algısı zedelenecektir. Aydın Akkurt gibi isimlerle yol yürümek, sadece makamın değil, bizzat cumhurbaşkanlığının saygınlığını da tartışmaya açmaktadır.
Basınla kavgalı, yargıyla karşı karşıya, geçmişi şaibelerle dolu bu kişilerin devletin en yüksek makamı çevresinde yer alması kabul edilemez. Kamuoyunun artık beklediği şeffaflıktır, dürüstlüktür, halkı kucaklayan bir siyaset anlayışıdır.
Son Söz
“Kılavuzu karga olanın burnu b…tan kurtulmaz” atasözü, bugünkü tabloyu özetlemektedir. Sayın Tatar’ın yeniden aday olmayı düşündüğü bu dönemde, kamuoyuna güçlü bir mesaj vermesi şarttır: Sahte otoriteler değil, gerçek liyakat sahipleriyle yola devam edileceği mesajı.
Aydın Akkurt ve benzeri figürlerle yolların ayrılması, hem Cumhurbaşkanlığı’nın kurumsal itibarı için hem de bu ülkenin demokratik geleceği açısından hayati bir adımdır.