
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 5 Ağustos günü yayımladığı yasadışı bir seyir ikaz duyurusuyla (NAVTEX) Cebelitarık bayraklı geminin “EMC” sualtı fiberoptik kablo projesi için yürüteceği deniz bilimsel araştırma faaliyetleri için Türk kıta sahanlığını da kapsayan bir alan yayımladı. Rum tarafının girişimi Türkiye tarafından süratle boşa çıkarıldı. Türk Deniz Kuvvetleri, bölgeye süratle donanma unsurlarını sevk ederken, bir deniz karakol uçağıyla da “Fugro Gauss” adlı Cebelitarık bayraklı gemiye gerekli uyarıları yaptı. Gemi, Türkiye’nin onayı olmadan Türk kıta sahanlığında bilimsel faaliyet yürütemeyeceği hususunda ikaz edildi. Eş zamanlı olarak Rum tarafının gayrihukuki NAVTEX’inin geçersiz olduğu ilan edildi.
Daha önce de 2024 Temmuz ayında bu defa Yunanistan’ın Kerpe açıklarındaki benzeri bir girişimi Türk donanma unsurlarınca önlenmişti.
Dışişleri uyardı
Diplomatik kaynaklar, sözkonusu fiberoptik kablo projesi ile (Yunanistan ve Kıbrıs adası arasındaki) “Great Sea” elektrik enterkoneksiyon projelerinin birbirinden farklı olduğunu vurgularken, her iki projenin de aynı hukuki prosedüre tabi olduğuna dikkat çekti. Kaynaklar, 18 Mart 2020’de Birleşmiş Milletler’e kaydettirilen Türk kıta sahanlığından geçecek her türlü proje için uluslararası deniz hukuku uyarınca kıyı devleti olan Türkiye’nin muvafakatının alınması gerektiğini belirtti. Kaynaklar, proje sahibi Alman şirketin, bayrak ülkesinin bağlı bulunduğu Birleşik Krallık’ın ve bilfiil geminin işbirliği içinde davrandığının altını çizerek, Rum tarafının herkesçe bilinen oldubitti çabalarının ne sahada ne hukuken hiçbir sonuç doğurmayacağını anlaması gerektiğini hatırlattı.
2024 yılında Türk kıta sahanlığından geçen “Blue Raman” adlı fiberoptik projesi, gerekli diplomatik prosedürlerin takip edilmesi neticesinde Türkiye’nin de onayıyla başarıyla sonuçlanmıştı. Yunanistan’ın benzeri prosedürleri tâkip etmekten kaçınması nedeniyle Girit ve Kıbrıs adaları arasına döşenmesi planlanan “Great Sea” enterkoneksiyon hattı ise Türkiye’nin kararlı duruşu nedeniyle sonuçsuz kalmıştı.
Bu tür sualtı projelerinde uluslararası hukuka riayet kadar ekonomik fizibilitenin de önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kağıt üzerinde görünen ancak alternatiflerine oranla yüklü bütçeler gerektiren projelerin işbirliği değil gerginlik doğurduğuna işaret ediyor.