DOLAR 40,3762 % 0.14
EURO 46,9003 % 0.06
STERLIN 54,2843 % 0.02
FRANG 50,2310 % 0.18
ALTIN 4.332,87 % 0,14
BITCOIN 120.395,70 0.506

İsrail medyasından çarpıcı analiz: Türk’ün hırsı dört ülke ile ittifak ihtiyacı doğurdu

İsrail medyası Türkiye’nin bölgesel gücünün anlatan bir analiz yayınladı. Analizde Türkiye’de yaşanan gelişmelere ve bütün dünyada olan Türk etkisine değinildi.

Yayınlanma Tarihi :
İsrail medyasından çarpıcı analiz: Türk’ün hırsı dört ülke ile ittifak ihtiyacı doğurdu

İsrailli Yedioth Ahronot’un internet yayını Ynet’te yayımlanan analize göre Türkiye’nin iç ve dış gündemi bütün dünyanın ilgisini çekti. PKK’nın silah bırakma sürecinde, Suriye ve Filistin’deki gelişmelerde, bölgedeki hareketlilikte Türkiye etkisi analizde yer aldı:

Kandil Dağlarındaki titrek alevler:

Kürt savaşçılar silahlarını teslim ediyor. Suriye’de Filistinlilere oturma izni veriliyor. Bir zamanlar tepkisel ve patlayıcı olan bölgesel diplomasi, şimdi yavaş ve bilinçli bir yeniden ayarlamaya doğru kayıyor ve bu geçişin ortasında bir ayrıntı ortaya çıkıyor.

İsrail maliyetleri üstlenirken, Türkiye sessizce stratejik kazanımları yudumluyor.
Bu an, gösteriş değil, netlik gerektiriyor. İsrail stratejik sınırlarını net bir şekilde çizmezse, kendini yeni bir tür çatışmanın içinde bulacaktır. Roket ve baskınlardan oluşan bir savaş değil, daha incelikli ve daha soğuk bir mücadele. Bu mücadele, diplomatik engeller, uluslararası kınama ve stratejik duruşun sürekli yıpranmasıyla yürütülecek.

Türkiye, yirmi yılı aşkın süredir neo-Osmanlı vizyonunu dikkatli ve kararlı bir şekilde genişletiyor.

Bu ideolojik bir gösteriş değil. 85 milyonu aşkın genç ve kalabalık bir ülkenin desteklediği, tam teşekküllü bir jeopolitik girişim. Yerli savunma sanayisi, ileri konuşlu askeri üsleri, Libya’dan Doğu Akdeniz’e uzanan karmaşık bir bölgesel nüfuz ağı ve hem Rusya hem de NATO ile nüanslı bir ilişkiyle Türkiye artık sadece ilgi odağı olmak istemiyor. Liderlik arayışında.

PKK SİLAHLARI BIRAKTI

Son engel artık yıkıldı. PKK silah bıraktı. Bu bir jest değil, bir dönüm noktası. Türkiye, karşı konulmaz ve boyun eğmez bir şekilde zaferle çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

‘NORMALLEŞME ÇABALARININ ENGELLEYİCİSİ’

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’i Nazi Almanyası’na benzetiyor. Dışişleri Bakanı  açıkça şöyle diyor: “Filistin sorunu diye bir şey yok. İsrail sorunu var.” Bunlar münferit sözler değil. Türkiye Gazze’de mevcut, bölgesel ittifaklara meydan okuyor ve kendisini İsrail’in her normalleşme çabasının engelleyicisi olarak konumlandırıyor. Etkilemeye değil, dikte etmeye çalışıyor.

ANKARA ARTIK BÖLGENİN GÜVENLİK MİMARI

Bu yeni düzenin mekanizması çoktan harekete geçti. Ankara, bölgenin gelişen güvenlik düzenlemesinin fiili mimarı haline geldi. Türkiye’deki Amerikan büyükelçisi artık Washington veya Kahire vilayetleri dışındaki bölgesel dosyalarla ilgileniyor. Suriye’nin girişimleri, Lübnan soruşturmaları ve hatta Hamas’ı da içeren arabuluculukların hepsi Türkiye kanallarından geçiyor. Orta Doğu’nun jeopolitik dili giderek daha fazla Ankara lehçesiyle konuşuluyor.

TÜRK’ÜN HIRSI DÖRT ÜLKE İLE İTTİFAK İHTİYACI DOĞURDU 

Türkiye artık kendini bir komşu olarak görmüyor. Kendini bir alternatif olarak görüyor. Ve belki de her şeyden çok, bu sorunun cevabı aranmalı. İsrail’in kendine ait bir vizyonu yok değil; onu hayata geçirecek araçlardan da yoksun değil.

İleriye giden yol uysallık değil, kaba bir çatışmayla değil, ölçülü bir sürtüşme ve stratejik netlikle şekillendirilmiş bir caydırıcılıktır. Türkiye’nin hırslarından aynı derecede tedirgin olan Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve Suudi Arabistan ile ortaklıklar derinleştirilmelidir. ABD ile savunma iş birliği, Türkiye’nin NATO rolünün giderek daha merkezi hale geldiği bir dönemde, yalnızca devam etmekle kalmamalı, aynı zamanda genişletilmelidir. Ankara’ya Filistin sahasında herhangi bir resmi rol verilmesi kesin bir dille reddedilmelidir; bu, bir intikam eylemi olarak değil, gerçek niyetlerini ortaya koymanın bir yolu olarak görülmelidir

YORUM YAP