DOLAR 40,7015 % 0.02
EURO 47,2204 % 1.43
STERLIN 54,1118 % 0.44
FRANG 50,6353 % 1.11
ALTIN 4.395,45 % 2,23
BITCOIN 113.126,68 -2.628

Bogota Bildirisi’nin perde arkası! Türkiye’nin neden şerh koyduğu ortaya çıktı

Türkiye, Bogota Bildirisi’ne bazı maddelere şerh koyarak imza attı. Türkiye’nin ‘geciktiği’ ve “geri adım attığı” iddiaları sosyal medyada gündeme gelirken, Sürecin arkasında planlı ve dikkatli bir diplomatik adım olduğu ortaya çıktı.

Yayınlanma Tarihi :
Bogota Bildirisi’nin perde arkası! Türkiye’nin neden şerh koyduğu ortaya çıktı

Türkiye, Gazze’de soykırım yapan İsrail’e karşı alınacak önlemleri ele alan Lahey Grubu’nun Bogota Ortak Bildirisi’ne katılımını beyan eden notasını 25 Temmuz’da Kolombiya Dışişleri Bakanlığı’na iletti.

Türkiye’nin Bogota Bildirisi’ne karşı tavrına kamuoyunun bir bölümü “Neden geç kaldık?” derken, sosyal medyada Türkiye’nin önce imzalamadığı, sonra baskılarla geri adım attığı iddiaları yayıldı.

DMM YALANLAMIŞTI

Sosyal medyada ‘Türkiye’nin Lahey Grubu’nun Bogota Bildirisi’ne imza atmadığı; gelen tepkiler üzerine bu tutumunu gerekçelendirmeye çalıştığı ve sonrasında bildiriyi imzaladığı’ şeklinde iddialara Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yalanladı.

Açıklamada, “Filistin meselesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en hassas dış politika alanlarından biridir. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyon örneğidir.” denildi.

BİLDİRİDE DİKKAT ÇEKEN 2 MADDE

Sürecin arkasında planlı ve dikkatli bir diplomatik adım olduğu ortaya çıktı.

15-16 Temmuz 2025’te düzenlenen Lahey Grubu toplantısında kabul edilen bildiride, Gazze’ye insani yardım çağrısı, Filistin devletinin tanınmasına destek ve İsrail’e karşı uluslararası baskının artırılması gibi maddeler yer alıyordu.

Lahey Grubu

Ancak bildirideki iki madde, Türkiye’nin dikkatini çekti. Söz konusu maddeler, Türkiye’nin taraf olmadığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) atıf yapıyordu. Ankara, bu sözleşmenin Ege ve Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını zedeleyebileceği gerekçesiyle temkinli yaklaştı.

2 MADDE TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

Sözleşmedeki 2 maddeyi köşesine taşıyan Gazeteci Hande Fırat şu ifadeleri kullandı:

“BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), Ortak Bildiri’nin ikinci ve üçüncü maddelerinde geçiyor. Bu Sözleşme’nin hukuki konularda temel başvuru niteliğinde olduğuna vurgu yapıyor.Türkiye bu sözleşmeye taraf değil. Çünkü UNCLOS, Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile Mısır’ın tezlerine üstünlük tanıyabilecek hükümler içeriyor. Bu yüzden Türkiye, içinde UNCLOS geçen bütün metinleri dikkatle inceliyor ve şerh koyuyor.Neticede, Ankara’da gerekli hazırlıklar yapılıyor ve bu iki maddenin UNCLOS’la ilgili kısımlarına şerh koyularak bildiriye imza atma kararı alınıyor.Bu şerh koyarak katılım, 25 Temmuz’da Kolombiya Dışişleri Bakanlığı’na bildirildi ve The Hague Group’un resmî sitesinde yayınlandı. Yani “tepkiler üzerine atılan bir imza” değil, diplomatik prosedürle belirlenmiş bir tutumdur.Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmaması bir tercih değil, bir zorunluluk. Çünkü söz konusu sözleşme, kıyıdaş ülkelerin karasularını 12 deniz miline çıkarabileceğini kabul ediyor. Eğer Türkiye taraf olsaydı:Ege Denizi’nde Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasına ve Ege’nin yüzde yetmişini Yunan denizi haline dönüştürmesine izin verecekti.Yunanistan Ege Denizi’ni kapatabilir, Türk donanma ve ticaret filosunun serbest geçiş hakkı riske girerdi.Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de MEB ilanı, Türkiye’nin kıta sahanlığı haklarını zedeleyebilirdi.Türkiye’nin, Libya, Mısır ve İsrail ile yürüttüğü deniz yetki alanı müzakereleri zayıflardı.Dolayısıyla Türkiye’nin bu sözleşmeye karşı duruşu Ege ve Doğu Akdeniz’deki ulusal egemenlik haklarını doğrudan koruma çabasıdır.Uluslararası hukukta şerh (reservation), bir ülkenin bir antlaşma veya bildiride belli maddeleri kabul etmeyip geri kalanına katıldığını ilan etmesidir. Bu bir zayıflık değil, diplomatik egemenlik hakkıdır. Yani Türkiye’nin yaptığı diplomatik olarak oldukça yaygın, meşru ve tanınmış bir uygulamadır.”

YORUM YAP