
Rüşvet iddialarıyla sarsılan bakanlıkta sessizlik hâkim. Özel Kalem Müdürü Oğuz Köse susuyor, Sadık Gardiyanoğlu ise koltuğunda oturuyor. Peki bu sessizlik sonsuza dek sürecek mi?
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yaşanan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, sadece bir bürokratı değil, bir bakanı da zan altında bırakmaya başladı. Eski Özel Kalem Müdürü Oğuz Köse’nin yargılandığı dosyada bugüne kadar kamuoyuna tek bir açıklama yapmaması, siyasi kulislerde “Kim kimi koruyor?” sorusunu güçlendirdi.
Oğuz Köse konuşursa ne olur?
Sadık Gardiyanoğlu’nun kaderi bu sorunun yanıtında gizli olabilir.
SESSİZLİKLE KAPATILAN BİR DÖNEM Mİ?
Söz konusu suçlamalar, Gardiyanoğlu’nun bakanlık yaptığı dönemde, makamına en yakın pozisyonda görev yapan bir ismin etrafında şekilleniyor. Usulsüz fatura düzenlemekten, ceza indirimi karşılığı lüks hediye istemeye kadar birçok iddia, doğrudan bakanlık içi ilişkileri işaret ediyor.
Oğuz Köse’nin bu süreçte sessiz kalması, bazı çevreler tarafından bir sadakat göstergesi; bazıları tarafından ise bir baskı ve tehditle şekillenmiş bir suskunluk olarak değerlendiriliyor.
GARDİYANOĞLU’NUN SİYASİ SORUMLULUĞU SORGULANIYOR
Olayların merkezinde yer alan ismin doğrudan bakanla çalışması, siyasi sorumluluğun sınırlarını da tartışmaya açtı.
“Sadece bir özel kalem mi suçlu, yoksa bu sadece buzdağının görünen kısmı mı?” sorusu, kamuoyunda daha yüksek sesle soruluyor.
Gardiyanoğlu’nun bugüne dek ne basın karşısına çıkması ne de açık bir kamu açıklaması yapması, bu algıyı pekiştiriyor.
KONUŞURSA NE OLUR?
Köşe’nin olası bir itirafı, yalnızca mevcut dosyayı değil, bakanlık içinde dönen diğer olası usulsüzlükleri de gün yüzüne çıkarabilir. Bu durum, Gardiyanoğlu’nun siyasi kariyerinin sonunu getirebilecek kadar büyük bir krizi tetikleyebilir.
Kısacası:
Oğuz Köse sustukça Gardiyanoğlu koltuğunda, konuşursa kader değişebilir.