
KKTC’de son haftalarda yaşanan tutuklamalar, görevden almalar ve peş peşe gelen istifalar, hükümetin merkezinde büyük bir sarsıntıya neden oldu. Başbakan Ünal Üstel’in uzun süredir etrafında konumlandırdığı ve kamu yönetiminin kritik noktalarına yerleştirdiği isimlerin birer birer düşmesi, siyasi kulislerde çok sert bir yorumun dolaşmasına yol açtı:
“Başbakanın prensleri tek tek alınıyor.”
Yolsuzluk, rüşvet, usulsüz izin ve görevi kötüye kullanma iddialarıyla açılan soruşturmalarda, Üstel’in en güvendiği bürokratlar ve kurmaylar ya tutuklandı, ya istifa etti ya da görevden uzaklaştırıldı.
Soruşturmanın büyümesiyle birlikte Başbakan’ın siyasi sorumluluğu kamuoyunda açıkça tartışılmaya başlandı.
Üstel’in Kurduğu Yapı Bir Ayda Dağıldı
Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu
Rüşvet ve irtikap iddiasıyla tutuklandı; evinde silah ve mühimmat bulundu.
Bakanlık Müsteşarı Tahir Serhat
Aynı ağ içinde yer aldığı iddiasıyla görevden alındı.
MİK Başkanı Salih Canseç
Yolsuzluk soruşturmasında tutuklandı, sonra istifa etti.
Bazı müdürler ve daire başkanları
Soruşturmaya dahil edilen yeni isimler olabileceği kulislerde konuşuluyor.
Bu tablo, hükümetin yönetim kadrolarının neredeyse çöktüğü yönünde yorumlara neden oldu.
Kritik pozisyonlarda kalan son isimler: Aydın kardeşler
Dalman Aydın – KIB-TEK Genel Müdürü
Enerji politikalarının merkezindeki isim.
KIB-TEK’in tüm süreçlerini yöneten Aydın, hükümet içinde “başbakanın en sadık kadrolarından biri” olarak biliniyor.
Ahmet Aydın – Trafik Dairesi Müdürü
Kulis değerlendirmesi çok net:
“Müsteşarlar gitti, MİK düştü… Geride Aydınlar kaldı.”
Siyasi Baskı Artıyor: “Sıra Üstel’de” Yorumları
UBP’nin örgütlerinden, parti içi muhalefetten ve sokaktaki vatandaşlardan aynı soru yükseliyor:
“Bu atamaları yapan kim?”
Kamuoyunda giderek güçlenen görüş şu şekilde ifade ediliyor:
“Prensler aldı, sıra sarayda.”
“Kurulan düzen çöktü, siyasi sorumluluk artık kaçınılmaz.”
“Bu kadar skandalın olduğu bir yerde başbakanın masum kalması mümkün değil.”
UBP teşkilatlarında ise Üstel’in istifaya davet edilmesi gerektiğine yönelik tartışmalar ilk kez bu kadar açık yapılmaya başlandı.
Devletin Tepesinde Çatlak: Yönetim Boşluğu Yorumları
Siyasi analistler, yaşananların sadece adli değil, doğrudan siyasi bir kriz olduğunu belirtiyor.
Devlet yönetiminin kritik noktalarında oluşan boşluklar ve güven kaybı, hükümetin istikrarını tehdit eder hale geldi.
Güvenilir bir kaynak durumu şöyle özetledi:
“Bu kadar çok kilit isim aynı anda düşüyorsa, sorun tek tek kişilerde değil yönetim zihniyetindedir.”Gözler Üstel’de
Soruşturmaların genişlemesi ve her geçen gün yeni bir ismin gündeme gelmesi, Üstel’in üzerindeki siyasi baskıyı ağırlaştırıyor.
Başbakan’ın bundan sonraki adımı, hem parti içindeki dengeleri hem de ülkenin siyasi seyrini belirleyecek.